Medicana Ankara endokrinoloji ve metabolik hastalıklar uzmanı Yavuz Selim Demir, yaptığı yazılı açıklamada, diyabet ve gebeliğin anne ve bebek için sorunlar taşıyan bir konu olduğunu ifade etti.
Gebeliğin erken döneminde hormonlardaki değişikliklerden dolayı yüksek insülin düzeyleri mevcut olabildiğini, kan şekerinin düşebildiğini ve ilerleyen dönemde insülin direnci gelişebildiğini aktaran Demir, şunlara dikkati çekti:
"Tokluk kan şekerleri yükselir. Anne diyabeti kanda oksijen salınımını bozduğundan kan dolaşımını da bozar. Plasental ve uterus kan dolaşımının bozulması, fetüs büyümesini engeller. Açlık kan şekeri 126 mg/dl ve üzerinde veya günün herhangi bir saatindeki kan şekeri 200 mg/dl ve üzerinde ise diyabet tanısı konur. Bu değerlerin dışında tarama testleri yapılır.
Gebeliğin 24-28. haftalarında 50 gram glikoz ile tarama testi yapılır. Kan şekeri 140 mg/dl ve üzerinde ise gebeye 100 gram glikoz ile yükleme testi yapılır. Test sonucuna göre tanı konulur."
Diyabetik gebelerin çocuklarında diyabet olması yüksek
Demir, diyabet tanısı olan gebede çeşitli sağlık sorunlarının artışa geçme riskini artırdığını dile getirerek, "Diyabetli gebelerde düşükler artar, ölü doğum sıktır, idrar yolu enfeksiyonu riski yükselir ve iri doğum olabilir" uyarısında bulundu.
Gebelikte diyabet gelişiminde, başta obezitenin önemli bir risk faktörü olduğunu dile getiren Demir, ailesinde diyabet öyküsü ile yumurtalıklarında kist sorunu olanlarda hastalık görülebileceğini dile getirdi.
Diyet ve egzersiz ile kan şekerli hedef değerlerde olmazsa günde dört kez insülin enjeksiyonu ve insilün pompası ile kan şekeri regüle edilir. Gebelik ardından %25-30 hastada diyabet kalıcı olmaktadır. Diyabetik gebelerin çocuklarında diyabet gelişimi yüksektir.