7 Haziran seçim sonuçlarının ardından Yalçın Akdoğan’ın HDP’nin çözüm sürecinin sadece filmini yapar diyerek tepki göstermesi, yine Yalçın Akdoğan’ın HDP’nin sadece istemeye alıştığını söylemesi Ahmet Davutoğlu’nun HDP’yi koalisyon ihtimallerinde saymaması gibi sebeplerle çözüm sürecinin askıya alındığı tezi güçlendirilmiş, AKP’nin MHP ile koalisyon yapma ihtimaline karşı giderek sertleşen üslubu da çözüm sürecinde belirsizlikleri arttırmıştı. HDP’nin İmralı’ya gidişlerine izin verilmemesi barışın tesisi adına silah bırakma çağrısı yapılacak olma ihtimalini de azaltıyor. HDP ile ortak basın toplantıları düzenleyerek izleme heyeti kararı alınmasına rağmen bu heyetin özellikle Erdoğan’ın tepkisiyle kurulmaması ve isimlerinin bile belli olmaması da çözüm sürecinde şüpheleri arttırıyor. Barış için gerekirse baldıran zehri içmeyi göze alacağını, bu yola kefeniyle çıktığını meydanlarda söylenmesine rağmen HDP’nin barajı geçerek AKP’yi zora sokmasının ardından AKP’nin demokratik seçim sonuçlarını kendilerine düşmanlık diye algılanması da bu sürecin zora girdiği şeklinde yorumlanmıştı.
İmralı Heyeti
Yalçın Akdoğan’ın, Ahmet Davutoğlu’nun hadi HDP söylesin o zaman da silahları bıraktırsın demesi ile birlikte HDP’den İmralı’ya gidip silah bırakma çağrısı yaptırmak istemesine hala bir cevap çıkmadı. Adalet bakanlığına yapılan başvuruda HDP heyeti İmralı’ya gitmek istemiş fakat görüşülmesine izin dahi verilmemişti. İmralı Heyeti yaptığı açıklamada müşterek ilkelerde anlaşma sağlanması takdirdi Öcalan’ın Kandil’e Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi terk etme çağrısında bulunacağını hatırlattılar. Bu seçim çözüm süreci ve müzakerelerin güncellenmesi şeklinde okuyan açıklamada çözüm sürecinin bitirilip bitirilmemesinin AKP için basit bir koalisyon pazarlığı olmamalı düşüncesine yer verildi. Demokratik geleceğimiz ve toplumsal barışımız açısından toplumsal bir alarm çaldığına değinilen açıklamada çözüm süreci ile hala kalıcı barışın sağlanabileceği vurgulandı.